IPTV NEDIR ?
Iptv hakkinda bilmeniz gerekenler
İşten yorgun argın eve geldiniz. Oturup biraz TV izleyip dinlenmek istiyorsunuz. Ancak izleyebileceğiniz bir program bulamadınız. Her ne kadar seçim yapabiliyor, kanallar arası gezebiliyor olsanız da izleyebilecekleriniz oldukça sınırlıdır ve programları önceden kaydetmedikçe, yalnızca yayın esnasında yakaladıklarınızı izleyebilirsiniz. TV izlemek, Web’de göz gezdirmek gibi bir şey olsaydı daha iyi olmaz mıydı, bu durumda izlemek istediğin programı seçebilirdiniz. Bu, “isteğe bağlı olarak” TV programları sunmak için internet teknolojisini kullanan IPTV’nin (Internet Protokol Televizyonu) vaatlerinden biridir. Bu sistem nasıl çalışır? Bize ne gibi faydalar getirmektedir? Yayıncıların ve telefon şirketlerinin bu yeni hizmetleri sunmak için karşılaşacakları zorluklar neler olmaktadır? Hadi daha yakından bakalım!
Bir TV gözlemcisinin bakış açısından, IPTV aslında çok basit bir şekilde çalışmaktadır. Evinize bir çatı anteni, uydu çanağı veya fiber optik kablo ile gelen yayın sinyalleri ile TV programlarını almak yerine onları bir internet bağlantınız aracılığıyla video akışı halinde alıyorsunuz (internetten indirdiğiniz ve hemen hemen aynı anda oynatabildiğiniz videolar gibi). Muhtemelen 10 Mbps’e kadar olan internet bağlantı hızınız yeterli olmayacaktır. 10 ile 100 Mbps arasında bir internet hızı ile izleyebileceksinizdir. TV programlarını bilgisayarınızda veya set üstü bir kutu ile TV’nizde izleyebilirsiniz. Bu kutu internet bağlantınız ile var olan televizyon alıcınız arasında bir tür bağdaştırıcı görevi görerek, gelen sinyalleri çözümleyerek TV’nizde internet programlarını görüntüleyebilmenize imkan sunmaktadır.
IPTV Nasıl Çalışır?
Geleneksel TV ile programlar radyo dalgalarına dönüştürülerek yayınlanır ve havadan evdeki bir çatı antenine gönderilir. Anten, dalgaları tekrar elektrik sinyallerine dönüştürür ve TV setiniz ses ve görüntü üretmek için onları çözer. Peki, IPTV nasıl çalışır?
Canlı programlar yayınlanırken akış halinde verilir, ancak önceden kaydedilmiş programlar ve filmler isteğe bağlı olarak seçilip akışa açılacak şekilde depolanmalıdır. Bazı VOD hizmetleri, sağladıkları programların sayısını depolama alanının yetersiz olduğu için sınırlandırır, ancak bu onların hizmetinin genel bant genişliğini ve internet üzerindeki etkisini sınırlamanın bir yoludur. Örneğin, BBC, kullanmakta olduğu iPlayer’da şimdiye kadar üretilen her programı hazır olarak sunsa, İngiltere’nin tüm internet bant genişliğinin önemli bir kısmı, televizyon dizileri ve şovları akışa sokarak potansiyel olarak şebekeyi veya diğer her tür net trafiğini ciddi bir şekilde yavaşlatabilecekti.
Öncelikle, TV programı (önceden kaydedilmiş ya da bir video kamerayla canlı olarak yakalanan), internet protokolünü kullanarak paket olarak teslim edilebilecek bir dijital formata dönüştürülmelidir.
Bazen orijinal program zaten dijital formatta olacaktır; bazen dijital biçime dönüştürmek için fazladan bir işleme (analogdan dijital dönüşüme) ihtiyaç duyan standart bir analog TV görüntüsü (SD biçimi olarak bilinir) biçiminde olacaktır. Geçerli bant genişliği kısıtlamaları ile videoların sıkıştırılması (daha küçük dosyalar haline getirilmesi) gerekmektedir. Böylece arabelleğe almadan sorunsuz akışı sağlamaktadırlar (alıcı, gelen paketleri oluştururken periyodik gecikmeler oluşturabilir). Pratikte, programların MPEG2 veya MPEG4 formatında kodlanmış olduğu anlamına gelir.MPEG4, benzer bant genişliğinde çok daha kaliteli görüntü aktarımı sağlayan yeni bir video sıkıştırma biçimidir. SD yayınlarını aktaran MPEG2 sıkıştırma tekniğinin yarısı kadar bant genişliği kullanır. İşlem tamamlandıktan sonra, reklamlar eklenmelidir ve bilgiler şifrelenmiş olmalıdır.
Bir web sitesine göz attığınızda, iki bilgisayar arasında geçici bir bağlantı oluşturursunuz; böylece biri diğerinden bilgileri “çeker”. Bilgisayarınız (istemci), bakmak istediğiniz web sitesine karşılık gelen bir IP adresine doğrudan bağlanarak, diğerinden, genellikle çok daha güçlü bir bilgisayardan (sunucu) bilgi çeker. İstemci ve sunucu arasında, istemcinin aradığınız sayfayı oluşturmak için gereken dosyaları sunucudan talep ettiği kısa süreli ve kesikli bir görüşme yapar. Sunucular genellikle çok hızlı ve güçlüdür, pek çok istemci bu sayede aynı anda çok az gecikme ile bilgileri indirebilir. Bu birebir IP bağlantı şeklidir. Tek noktalı IP bağlantı şekli olarak bilinir.
Ancak, video akışları (onları indirirken bir diğer yandan video programları gelen akışı oynatır) söz konusu olduğunda, istemciler, sunucudaki kabul edilemez gecikmelere ve arabellek oluşturmaya neden olan çok daha fazla ve eşzamanlı bir yük bindirir.
Dolayısıyla, akışla birlikte, her bir paketin sunucudan yalnızca bir kez çıktığı, ancak aynı anda birçok farklı yere gönderildiği IP çoklu yayınlama olarak bilinen farklı bir tür indirme işlemi kullanılır; teorik olarak, bu bir sunucunun birçok istemciye tek bir istemciyle olduğu kadar kolay bilgi gönderebileceği anlamına gelir. Böylece, 1000 kişinin hepsi internet üzerinden aynı anda Dünya Kupası finalini izliyorsa, IP çoklu yayınlama kullanarak 1000 müşteriye aynı anda sunucudan gönderilen tek bir video paketi akışı olacaktır. Aynı TV sağlayıcısı eşzamanlı olarak bir dizi bölümü sunuyorsa ve 1000 kişiden bazıları bunu izlemek için “kanalları değiştirmeye” karar verirse, etkin bir şekilde bir IP çoklu yayın grubundan diğerine geçip farklı bir video akışı almaya başlarlar.
İnternet sunucularının dünya çapındaki coğrafik konumları farklı ülkelerdeki kullanıcılara eşit derecede hizmet vermeyi zorlaştırmaktadır. Bu nedenle IPTV sağlayıcıları aynı verilerin kopyalarını tutan, içerik dağıtım ağları (CDN � content delivery networks) olarak bilinen sunucularda sıklıkla senkronize edilmiş, dünya çapında ağlar kullanır; böylece Amerika Birleşik Devletleri’ndeki insanlar California’daki sunucudan alıyorken, Avrupa’daki kişiler Frankfurt’tan almaktadır.